Bloga bir çok kez ara verdik, bu sonuncusu olacak artık. Bundan sonra yazılarımı sadece Ceza Sahası'nda yayınlayacağım. Okuyan, izleyen, yorum yapan-yapmayan herkese teşekkür ederim yeniden. Şöyle buyrun.
Gitme Vakti...
Dünya Kupası Avrupa Elemeleri
9 Eylül'de oynayacağımız Bosna maçına odaklanmışken diğer gruplardaki son durumları da göz önüne getirelim bakalım.
1. gruptan başlayalım. İsimlere bakarsak İsveç ve Portekiz'in ilk iki sırayı alacağını Danimarka ve Macaristan'ın da alacağı puanlarla bu iki sırayı etkileyeceğini söyleyebilirdik fakat futbol kağıt üzerinde oynanmıyor işte. Portekiz'in Macaristan'la ard arda 2 maçı var. Bu maçlar Portekiz'in durumunu ortaya koyacak. Danimarka'nın İsveç'le evinde oynayacağı maç ise grubun kaderini belli edecektir. Danimarka İsveç'i yenmeyi başarabilirse grup ikinciliği için müthiş savaş olur.
Bu grupta da yakından tanıdığımız takımlar var. Özellikle Letonya'ya karşı acı hatıralarımız var. Letonya'nın yarışı bu noktaya kadar getirmesi büyük başarı fakat fikstürleri oldukça zor. Bu gruptan İsviçre-Yunanistan ilk iki sırayı alır. Letonya'nın evinde İsviçre ve deplasmanda Yunanistan'la oynayacağı maçlarda yapacağı süprizler durumu oldukça renklendirir tabi ki.
Slovakya'nın dün gece Çek Cumhuriyet'i ile 2-2 berabere kalması Çekleri hayatta tuttu adeta. Çek Cumhuriyeti kalan 3 maçını da evinde oynayacak ve şüphesiz bu onlar için büyük avantaj olacaktır. Polonya'nın işi oldukça zor. Önlerinde Çek Cumhuriyeti deplasmanı ve evlerinde oynayacakları Slovakya maçı var. Çeklerden 3'te 3 yapıp son anda atak yapmalarını bekliyorum.
Bu grupta süpriz yok aslında. Finlandiya'nın Almanya deplasmanında oynayacağı maçta puan kaybetmesi oldukça yüksek ihtimal. Grup 2. liği için de puan kaybetme lüksleri yok. Rusya-Almanya maçı gruptaki sıralamayı belirler.
Euro 2008 elemelerinde Hırvatların elediği İngiltere bu kez sağlam geliyor. 7'de 7 yaparak ezici bir üstünlük kurdular gruplarında. Bu performanslarıyla liderliği bırakacaklarını düşünmüyorum açıkcası. Hırvatistan'ın grup 2. liği kritik durumda. 1 maç fazlaları var ve Ukrayna, Belarus ve Andorra gibi nispeten zayıf takımlarla oynayacak. İngiltere Hırvatistan ile evinde ve Ukrayna deplasmanında oynayacağı maçlarla grup 2. sini belirleyecektir.
Bu grubun hayal kırıklığı yaratan takımı Romanya kuşkusuz. Litvanya ve Avusturya'ya karşı aldıkları yenilgiler onları yarıştan kopardı. Dün gece Fransa deplasmanından aldıkları 1 puan en çok Sırpları sevindirdi. Sırbistan play off'la uğraşmak istemiyorsa Fransa'ya evinde kaybetmemeli.
6. grupta olduğu gibi bu grupta da İtalya ikinci sırayı belirleyecek takım olacak. 1 maç fazlasıyla ve 5 puan farkla ikinci durumda bulunan İrlanda evinde Karadağ'ı mağlup ederse play off biletini kazanacaktır. Bulgaristan'ın play off biletini kazanması için puan kaybetmemesi gerekiyor. İtalya deplasmanından 3 puanla dönmeleri çok zor görünüyor.
Hollanda 7'de 7 yapan iki takımdan biri. Üstelik rakipleri birbirlerine puan kaybedince 11 puanlık farkla liderliği ve Dünya Kupası'na katılmayı garantilemiş oldular. Grup liderliği kesinleşse de ikincilik için kapışma sürüyor. İskoçya 9 Eylül'de Hollanda'ya karşı kader maçına çıkacak. Eğer Hollanda'dan puan koparabilirlerse play off'u garantileyecekler fakat puan kaybedetmeleri halinde Norveç-Makedonya maçının sonucunu bekleyecekler. Norveç'in İskoçya'ya karşı ikili averajda üstünlüğü bulunuyor. Makedonya'nın ise böyle bir şansı yok. Norveç ve İskoçya için oldukça stresli bir gece olacak. İskoçya'nın play off'ları da geçip Dünya Kupası'na gitmelerini istiyorum. Turnuvaya oldukça renk katacaklardır.
Bhut Jolokia
Şimdi ben ne yapayım?
Filmi 120 kb/s ile indirirken yüzde 99.2'ye gelince paylaşan ibnelerin ortadan kaybolması ve boşa giden zamanlar...Söyleyin şimdi ben ne yapayım?
Bhut Jolokia
iPod Nano
Son 1 aydır iPod'a kafayı takmış durumdayım. Önce yeni nesil iPod Shuffle'da karar kılsam da iPod Nano'yu inceleyince kararım çabuk değişti doğal olarak. Sırf onu almak için sınırlarımı zorlayıp kredi kartının limitini yükselttim. Bu cihazı kullanan arkadaşların yorumlarını merak ediyorum...
Bhut Jolokia
Livorno Adana'da
Öncelikle belirtelim ki Adana Demirspor büyük bir iş yaptı. İtalya Serie A takımını tam kadro özel maç için getirmek büyük iş. Adana Demirspor taraftarları da müthiş karşılamış 'ikinci' takımlarını. En büyük ilgiyi toplayan futbolcuyu tahmin etmek zor değil; Lucarelli. Livorno'lu futbolcular Adana kebabının da tadına bakmışlar bu arada. Bu akşam ki maç çok ilginç olacak fakat herhangi bir ulusal kanalda yayınlanmayacak galiba bu kötü işte.
Edit: Ntvspor verebilir maçı..
Bhut Jolokia
Ankaraspor: 0 Galatasaray: 2 | Seri Devam Ediyor
Maçtan önce muhabirler Galatasaray taraftarlarına maçı soruyor, taraftarların hepsi kesin kazanırız ama kaç atarız gibilerinden yorum yapıyordu mikrofonlara. Galatasaray herkese öyle bir hava verdi ki bugünkü oyunu durgun göründü gözümüze.
İlk yarıda oynanan oyun da gerçekten öyleydi. Ankaraspor sıkı markaj ve presle Galatasaray'ın rahat pas yaparak topu uçdaki adamlarına göndermesini engelleyince Rijkaard'ın istediği ayağa paslı oyun birden bozuldu. Bu yüzden topu havalandırarak pozisyon bulmaya çalıştı Galatasaray. Elano bazı anlarda Baros'a ara pasları atmayı denese de başarılı olmadı. Ankaraspor'a bakarsak ilk yarıda çok önemli 2 posizyon buldular. İlk yarıda akılda kalan anlardan biri de Elano'nun gelişine bekletmeden yaptığı vuruşu kaleci Senecky'nin müthiş çıkarmasıydı.
İkinci yarıda da İlhan'ın pasıyla kaleciyle karşı karşıya kalan Tita'yı Leo Franco müthiş önledi ve Galatasaray'ı geriye düşmekten kurtardı. Bu pozisyon şüphesiz maçın kırılma anlarından biriydi. Eğer gol olsaydı zaten kilitlenmiş gibi görünen maç iyice zora girecekti. Ankaraspor'u açmak için oldukça çaba gösterdi futbolcular. Golün geldiği korner vuruşundan önce ekrana gelen korner sayıları da herşeyi özetliyordu aslında. Galatasaray'ın kullandığı 8 kornere karşılık Ankaraspor 1 korner kullandı. Arda da Elano'nun oyundan alınmasıyla 10 numara pozisyonunu üzerine alarak Nonda'ya çok iyi paslar verdi. İkinci gol de Aydın'ın yine Nonda'ya verdiği güzel pasla geldi.
Oyuna sonradan giren oyunculara bakarsak, Nonda ve Kewell'ın gol attığını Aydın'ın da 2. golün asistini yaptığını görüyoruz. Sonradan giren futbolcuların oyuna bu kadar iyi adapte olmaları olumlu bir gelişme. Daha önceki postlarda da belirttiğim gibi yedek kulübesinin kalitesinin artması oyunun kaderini ilerleyen bölümlerde oldukça etkiliyor. Galatasaray belki beklendiği gibi müthiş oynamadı ama kazanarak yoluna devam ediyor. Milli maçlardan önce 4 büyük takımda sallanarak girdi. Bu arada son bir not: Transfer döneminin son günü hareketli geçeceğe benziyor.
Bhut Jolokia
Milli Takım Aday Kadrosu Açıklandı
Kadroda sürpriz isim yok diyebiliriz. Gösterdiği iyi performansla adından söz ettiren Mustafa Sarp kadroda kendine yer buldu. Fifa'nın yeni kararıyla Önder Turacı'nın da Milli takım yolu açılmış oldu. Puan kaybının telafisinin olmayacağı maçlara çıkacağız. Bosna'yı yenersek Dünya Kupası yolumuzun açılacağını düşünüyorum. Yine gidemessek bu yaz işkence gibi geçer o yüzden bu ihtimali düşünmek bile istemiyorum. İşte Milli takımımızın aday kadrosu:
Kaleciler: Volkan Demirel (Fenerbahçe), Sinan Bolat (Standard Lİege), Serkan Kırıntılı (MKE Ankaragücü)
Defans: Gökhan Gönül (Fenerbahçe), Sabri Sarıoğlu (Galatasaray), Gökhan Zan (Galatasaray), Önder Turacı (Fenerbahçe), Servet Çetin (Galatasaray), İbrahim Kaş (Beşiktaş), Hakan Kadir Balta (Galatasaray), İsmail Köybaşı (Beşiktaş)
Orta Saha: Hamit Altıntop (Bayern München), Kazım Kazım (Fenerbahçe), Ceyhun Gülselam (Trabzonspor), Mustafa Sarp (Galatasaray), Emre Belözoğlu (Fenerbahçe), Nuri Şahin (Borussia Dortmund), Arda Turan (Galatasaray), Tuncay Şanlı (Stoke City)
Forvet: Nihat Kahveci (Beşiktaş), Semih Şentürk (Fenerbahçe), Sercan Yıldırım (Bursaspor), Mevlüt Erdinç (Parıs Saint-Germain)
Bhut Jolokia
Tuncay Stoke City'de
Tuncay'ın Stoke City'e transferinden önce adı sürekli Aston Villa, Köln ve Fenerbahçe ile geçiyordu. Daum'un açıklamaları da kafalarda soru işaretleri oluşturdu fakat Tuncay Stoke City'e transfer oldu. Tuncay'ın Premier Ligde kalmasına oldukça sevindim. Premier Ligin kalitesi malum ve Bundesliga'da Köln formasını giyeceğine Stoke tercihi daha mantıklı görünüyor. Tuncay yeni takımına 5 milyon 700 bin avro karşılığında transfer oldu. Yine aynı ücretle Middlesbrough'dan takım arkadaşı Huth da aynı ücretle Stoke City'e transfer oldu. Bu iki transfer Stoke'un Premier Ligdeki yerini sağlama alabilir. Huth Shawcross'la stoperde iyi bir ikili oluşturabilir. Tuncay'ın nerede oynayacağını çıkacağı ilk maçta göreceğiz. Bu sezon Stoke City'i daha yakından takip edeceğiz.
Bhut Jolokia
Kızıl'ın En İyi Müşterisi
Delgado'nun sözleşmesinin askıya alındığı haberine şaşırmıştım. Beşiktaş yönetimi Delgado'yu bir yıllık alacağını peşin ödemeyi kabul ederek ikna edebilmiş.Bunca tavizi verdikten sonra kimi alacaklarını merak ederken Tabata haberi yayıldı birden. Transfer resmileşmeden önce İbrahim Kızıl'ın açıklamalarını dinlediğimde satıp satmama konusunda kararsız görünüyordu fakat kısa süre sonra transferin bittiği haberi geldi. Bu bonservis bedeline hayır demek yanlış olurdu zaten bir Anadolu kulübü için. Tabata Süper Lig için uygun bir oyuncu olabilir belki fakat Şampiyonlar Liginde ne yapar soru işareti. Bunca paralar verilip büyük takımlara transfer olmak oyuncu içinde ekstra bir baskı unsuru oluşturur bence.
Sorun olan Tabata'nın ismi değil. Tamam bu transfer tercih meselesidir, yönetim transfer sezonunun son zamanlarına yaklaştığımız şu günlerde kaliteli oyuncu bulmakta zorlanabilir fakat hiçbir neden Tabataya 8 milyon avro gibi inanılmaz yüksek bonservis bedeli verilmesinin üzerini örtemez. İsmail'e verilen 5.5 milyon avroyu da göz önüne alırsak Gaziantepspor için oldukça karlı bir yaz oldu. Tabata etkili bir performans gösteremesse bu transferler daha çok tartışılır bu kesin.
Bhut Jolokia
Panathinaikos-Galatasaray-Dinamo Bükreş-Sturm Graz
Öncelikle iki takımımızında iyi kura çektiğini söyleyebiliriz. İlk torbadan gelen Panathinaikos'la grup birinciliği için büyük bir mücadele olacaktır. Grupdaki ilk maç için Pana deplasmanına gidecek Galatasaray. Bu maç iki takımın grupdaki sıralamasını da belirleyecektir büyük oranda. Yunan deplasmanları her zaman sıkıntılıdır fakat ilk maçın Pana deplasmanı olması avantaj. Bu sezon kadrolarına Cisse, Katsouranis, Leto gibi kaliteli oyuncuları dahil ettiler. Önemli miktarda para harcadılar. Aslında şuanda Şampiyonlar Ligindeki rakiplerini analiz etmeyi bekliyorlardı fakat şanssız bir kura çektiler ve Avrupa Ligindeler. Pana-Galatasaray maçları çok çekişmeli olacak şüphesiz.
Diğer takımlara bakacak olursak, Dinamo Bükreş Romanya'nın köklü takımlarından. Kadrolarında yakından tanıdığımız Tamas ve Bratu dışında, Lobont, Zicu, Cristea ve Niculae gibi etkili oyuncuları bulunuyor. Açıkcası Galatasaray'ın Dinamo Bükreş'i rahat geçeceğine inanıyorum. Son torbadan gelen Strum Graz ise tarihi olan bir Avusturya klübü fakat tarih başarılı olmaya yetmiyor Avrupada. Galatasaray'ın deplasmanda içerde fark etmeden Strum Graz'ı da saf dışı bırakacaktır.
Bhut Jolokia
Cm 2010 Hakkında
Oyunu kurmadan önce pek fazla ümidim yoktu açıkcası. En fazla 5 dk bakıp çıkarım diyordum fakat oyundan çıktığımda epey vakit geçmiş farkında olmadan.
Öncelikle Eidos oyunu CM 4 görünümüne yaklaştırmaya çalışmış. Oyundan aldığım görüntülerden de göreceğiniz gibi oldukça şık bir skin oluşturmuş yapımcılar. Demoda seçebileceğimiz lig sayısı az fakat bu liglerin arasında Süper Lig de mevcut. Cm 2010'da lig düzeyini Fm'deki gibi seçemiyoruz. Örneğin İngiltereyi seçtiğimizde, İngiltere'nin tüm ligleri açılıyor. Bunun demoya has bir özellik olup olmadığını tam sürüm elimize geçtiğinde anlayacağız.
Oyunu açtığımda ilk olarak database durumunu kontrol ettim. Tüm transferler yapılmasa da Prates, Ortega gibi oyuncuların olmaması beni oldukça rahatlattı. Transferlerin oyuna yansımamasını da oyunun demo versiyonu olduğu için göz ardı ettim. Oyuncu özellikleri ise 100'lük oranlarla gösteriliyor. Benim gibi 1-20 arası değerlere alışanlar için alışmak zor olacak bu duruma. Özellik demişken ligimizdeki bazı oyuncuların profillerini kontrol ettim. Özellikle Arda Turan'a özenildiği belli oluyor. Sercan Yıldırım'da Fm'deki özelliklerine göre oldukça iyi duruma getirilmiş.
Gözlemci ekranında ise scoutlarımızın gidebileceği bölgeler harita üzerinde gösteriliyor. Yine haritadaki renklere göre o bölge hakkındaki bilgi yeterliliği görülebiliyor. Ayrıca scoutlara araştırmaları boyunca vereceğimiz ücreti ayarlayabiliyoruz. Ne kadar fazla ücret yatırırsak daha verimli sonuçlar geliyor önümüze.
Türkçe'nin oyuna nasıl yansıtıldığı konusu da en çok merak ettiğim unsurlar arasındaydı. Bazı yerlerde küçük ayrıntılar gözden kaçırılmış(Dışarda yerine Away gibi). Yine çeviri hataları da yok değil fakat fazla hata bulamadım bu konuda da. Tam sürümde olmasa da sonradan gelecek yamalarla bu sorun halledilebilir.
Taktik ekranı da hoşuma giden bölümlerden biri. Oyuncu seçerken örneğin DOM'ye tıkladığınızda o bölgede oynayan oyuncular yeni bir pencerede açılıyor ve seçiminizi yapıyorsunuz. Bunun gibi birçok kolaylık sunulmuş oyunculara. Ayrıca maçlarda kullanacağınız duran top organizasyonunu oyunculara antrenmanda çalıştırabiliyorsunuz.
Cm 2010'da gördüğüm en büyük eksiklik 2D'nin oyundan kaldırılması oldu. Maçlar 3D oynanıyor ve maçları spiker moduna alamıyoruz. Fm 2010'da gelecek 3D maç ekranını görmedim fakat CM'nin de bu iş için uğraşmış olduğunu söyleyebilirim. Maç izleme seçeneklerinde sadece goller gibi ilginç bir seçenek de var. Maç konuşmalarında ses tonunuzu da ayarlayabiliyorsunuz ve bu ekranda arka planda müzik de çalıyor.
Oyundan aldığım görüntülere buradan
ulaşabilirsiniz.
Oyunu denemek isteyenlerde demoya buradan ulaşabilir.
Bhut Jolokia
Beşiktaş ve B Grubu
Kuralar çekildikten hemen sonra yazmayı planlıyordum bu postu fakat bilgisayarda çıkan sorun nedeniyle bu saate sarktı maalesef.
Grubu değerlendirmeye başlamadan önce Beşiktaş'ın iyi bir kura çektiğini söyleyebiliriz. Beşiktaş'ın ilk torbadan kim gelirse gelsin 0 puanlık maçlar oynayacağını kestirmek zor değildi. CSKA ise ikinci torbadan gelmesini istediğim 2 takımdan biriydi. Son torbadan ise gelmesini istemediğim tek takım geldi Beşiktaş'ın grubuna. 4. torbadan Wolfsburg dışında bir takım gelseydi Avrupa Ligi yolunun açık olduğunu ve CSKA ile 2. tur mücadelesi yapılacağını söyleyebilirdik fakat 2. tur mücadelesi içinde artık bir takım daha var.
Beşiktaş'ın evinde oynayacağı her karşılaşma final değerinde olacak. Müthiş taraftar desteğiyle CSKA'yı da Wolfsburg'u da yenecek güçteler. Fakat Şampiyonlar Ligi öncesi hücumda üretkenlik sorununu çözmeliler. Delgado'nun sözleşmesinin askıya alınmasıyla o bölgeye gelecek 10.5 numara merak ediliyordu. O isim Tabata oldu. Ayrıntılarına başka postta değiniriz fakat Tabata'nın Şampiyonlar Ligi tecrübesinin yeterli olmaması düşündürücü elbete. İkinci maçta CSKA deplasmanında alınacak 1 puan çok önemli. Üçüncü ve dördüncü maçlar Wolfsburg'la oynanacak ki grubun kaderi bu iki maçın sonucuna göre belirlenecektir.
Beşiktaş her ne kadar formsuz görünsede bu gruptan çıkacak gücü var. Porto ve Marsilya karşısında yaptığı hataları tekrarlamazlarsa 2. tura yükselebilirler. Bizleri yine sıkı maçlar bekliyor bu sezonda.
Bhut Jolokia
Şampiyonlar Ligi Play Off | Gecenin Ardından
Gecenin sonuçlarına baktığımızda büyük oranda favori takımların turu geçtiğini görüyoruz. Bu senenin sürprizi geçen sezon olduğu gibi Kıbrıs Rum Kesimi'nden geldi. Apoel ilk maçta deplasmanda 1-0 kaybettiği Kobenhavn'ı evinde 3-1 gibi net bir skorla geçerek adını Şampiyonlar Ligine yazdırdı. Geçen sezon Anorthosi'nin Olympiakos'u elemesinin ardından Apoel'de gruplara kalarak ülke puanlarına önemli katkı yaptı.
Diğer maçlara bakacak olursak, Fiorentina beklemediği bir Sporting buldu karşısında. Nitekim ilk yarıyı da 0-1 yenik kapattılar fakat Jovetic'in sahneye çıkmasıyla Fiorentina deplasmanda attığı golün avantajıyla turu geçmeyi bildi.Atletico Madrid, Olympiacos, Arsenal, Stutgart ve Lyon gibi takımlar turu neredeyse ilk maçta garantiledikleri için daha rahat maçlar çıkardılar.
Bundan böyle Uefa'nın yaptığı format değişikliği nedeniyle Şampiyonlar Liginde yeni takımlar görmeye alışacağız anlaşılan. 4. torbanın ilk takımı olan Wolfsburg ile 3. torbanın son takımı olan Beşiktaşın arasında 11.006 gibi ciddi bir puan farkı bulunuyor. Oysa geçtiğimiz sezon 4. torbada yer alan takımlara baktığımızda Shaktar Donetsk, Fiorentina, Dinamo Kiev, Atletico Madrid, Aalborg, Cluj, Anorthosis ve Bate Borisov gibi büyük oranda sağlam takımların bulunduğunu görüyoruz. Bu sezon ise Rubin Kazan, Urziceni, Debrecen, APOEL, Maccabi Haifa ve genelde 3. ön eleme turunda elenen Zurich gibi Şampiyonlar Ligi tecrübesi olmayan takımlar boy gösterecek grup maçlarında.
Son olarak Beşiktaş'ın kura durumundan bahsedelim. Beşiktaş 32.445 puanla 3. torbada yer alacak kura çekiminde. Bu sayede en azından 4. torbadan gelecek takımı saf dışı ederek Avrupa Ligi vizesi alması daha rahat olacaktır. Kura şansı da yanında olursa 2. tur vizesi için başa baş mücadele edebileceği takımlarla eşleşebilir Beşiktaş. Yazımı bitirirken Beşiktaş için yaptığım grup tahminlerini de yazayım. Zor grup; Barcelona, Inter, Beşiktaş, Standart. İstediğim grup ise; Milan, Rangers, Beşiktaş, Debreceni. Sizlerin tahminlerinide yorumlarda bekliyorum.
Bhut Jolokia
Sol Campbell Notts County'de
Dünyanın en eski profesyonel kulübü olan Notts County, Eriksson'dan sonra başka bir ünlü ismi daha kadrosuna kattı. Arsenal'den tanıdığımız defans oyuncusu Sol Campbell Notts County ile 5 yıllık sözleşmeye imza attı. İngiltere'nin alt liglerinde oyuncular 39'lu yaşlarda oynayabiliyor zaten. Campbell'da üst düzey futbol oynayabilecek güçte olduğunu söylemiş.
Bhut Jolokia
FM 2010 vs CM 2010
Championship Manager 03/04 sürümünden sonra ayrılan Eidos ve Sports Interactive bildiğiniz gibi ayrı ayrı menajerlik oyunları sürdüler piyasaya. Sports Interactive'nin işi daha zordu. İsim hakkı Eidos'da kaldığı için nispeten geride başlayacaklardı yarışa fakat SI çok kritik bir hamle yaptı, oyununun database bölümünü aldı. Zaten Cm 5'i aldığınızda oyunun ne kadar rezalet olduğunu görmüşsünüzdür. Skin, data yanlışları, vs...
Fakat Eidos bu sonbahar farklı birşeyler yapmaya kararlı anlaşılan. Cm 2010'un genel özelliklerinin açıklanmasıyla büyük şaşkınlığa uğradığımı söyleyebilirim. Oyunun tıpkı Crysis gibi 'tamamen' Türkçe versiyonu da olacak. Diğer büyük yenilik aylık data güncellemesi. Örneğin Aralık ayında Zlatan Ibrahimovic sakatlanarak sezonu kapattı(Allah muhafaza tabii). Böyle önemli gelişmeler oyunda o ayki güncellemede yer alacak. Bu özellik CM Season Live adı altında olacak. Bu güncellemeden yararlanmak için belli bir ücret ödemek gerekmez umarım. Turksportal'da bu konuyla ilgili bilgi şu şekilde:
''CM Season Live, oyun severlere aylık veritabanı güncellemeleri imkanı tanıyor. Oyuncular güncel verileri bilgisayarlarına bu özellik sayesinde indirebilecekler. 2009/10 sezonuna ait günümüz futbolunun taşıdığı yenilikler bu özellikler sayesinde oyununuzu güncel tutacak. Avrupa'da ki futbol dünyasında başı çeken 10 ülkeye ait tüm maç skorları, organizasyon dereceleri, sıralamalar, oyuncu transferleri, oyuncu istatistikleri, kartlar, önemli sakatlıklar vb. bilgiler, bu 10 ülkede ki 49 başlıca lig ve organizasyonların güncellemelerini sezon boyunca aylık periyodlarda direk indirme imkanını sağlayacak.
CM Season Live, 15 Ekim tarihinde başlayacak ve 6 ay boyunca aylık periyodlarda kullanılabilecek.
Oyuna başladıktan sonra kulüp değiştirmek istediğinizde ister sezon başına dönüp baştan başlayabilecek, istersenizde CM Live Season güncelleme tarihinden itibaren oyuna başlayabileceksiniz. Bu sayede sezon sonuna doğru günümüz futbolunda küme düşme hattında ki bir kulübün başına geçip küme düşmesini engellemeyi sağlayabileceğiniz gibi gerçek hayatta ki şampiyonluk mücadelesini bilgisayarınız başında yaşayabileceksiniz.''
CM 2010'un tutması için database sorununu ortadan kaldırması gerekiyor. Daha önceki sürümlerde Galatasaray'da Cesar Prates'in hala kadroda olduğunu hatırlıyorum mesela. Başka bir konu ise oyunun skini elbette. Kullanışlı ve şık bir model bulamazlarsa yine hüsrana uğrayabilir Eidos.
Geçelim Fm 2010'a. SI'de boş durmuyor tabiki. Duyurulara baktığımızda oyunun kullanılabilirliği artırma ve skin üzerinde çalışmalar yaptıklarını görüyoruz. Açıkcası bu Türkçe hamlesini SI'den beklerdim fakat bu sürümde de bu özelliği göremeyeceğiz anlaşılan. Orjinal satış rakamları belli seviyelerde kalınca adamlar Türkçe sürüm hazırlamıyor tabii.
Fm 2010'da gelecek diğer yeniliklere bakarsak, yeni ligler kurma ve mevcut liglere alt ligler ekleme daha kolay hale getirilmiş. Fm 2009'da gelen 3D özelliği bu sürümde daha da geliştirilecek. Stad, taraftarlar, ışıklandırma gibi özellikler olacak yeni 3D maç ekranında. Ben oyunumda 3D özelliğini hiç kullanmadım. Bu oyunu CM 4'ten beri 2D oynadığım için alışamadım da zaten. 2D kesinikle kaldırılmamalı çünkü bir çok oyuncu 3D maç ekranının menajerlik oyunlarının formatına uymadığını düşünüyor. Oyunda ayrıca taktik değiştirme olayı daha da hızlandırılmış verilen bilgilere göre.
CM 2010 Eylül ayında, Fm 2010 ise 30 Ekim'de satışa sunulacak. Ne olursa olsun FM yine favori bu savaşta. Fakat Eidos oyunda devrim yaparsa CM'ye dönüş zor olmaz. Bekleyip göreceğiz.
*Eidos, CM 2010'un demosunu yayınlamış. İndirip oyunu inceleyeceğim. Görüşlerimi yine burada yazarım.
*Football Manager 2010'un ekran görüntülerine ise buradan ulaşabilirsiniz.
Bhut Jolokia
Lescott City'de || Etti 124 Milyon £
Manchester City transfer sezonuna fırtına gibi girmişti malumunuz. Kadrosuna Adebayor, Santa Cruz, Tevez gibi 3 önemli forvet katan City'nin maçlara defanssız mı çıkacağı konuşulmaya başlanmıştı. Bu geyikler yapılırken önce İngiltere'de en sevdiğim orta sahalardan olan Gareth Barry'i transfer ettiler. Ardından defans hattını Kolo Toure ve Sylvinho transferleri ile güçlendirdiler. Bu isimlere eklenen son adam da Lescott olacak gibi. Everton bu transferden ne kadar kazandı bilinmez ama sağlam ücret almadan bırakmadıkları da kesin. Önümüzdeki günlerde City'e imza atması bekleniyor Lescott'un. Transfer ücreti olarak da 24 milyon sterlinden bahsediliyor ki iyi bir rakam. David Moyes işini bilir ve eksiği doldurur eminim. Arsenal hezimetinden sonra Lescott kesik yemişti zaten Moyes'den. Bakalım Everton bu parayı nasıl değerlendirecek transfer sezonunun kalan son günlerinde. Bu arada Lescott'un transferiyle City'nin bu yaz harcadığı rakam 124 milyon sterline ulaştı.
Bhut Jolokia
Galatasaray 4-1 Kayserispor

Kayserispor'da göze batan isimler Cangele ve Makukula'ydı. Özellikle Makukula güçlü fiziği ile Galatasaray defansını oldukça uğraştırdı. Attığı golde Servet'ten kurtuluşu ve iki stoperin arasından yine fiziği ile sıyrılması önemli bir oyuncu olduğunun göstergesiydi. Kayserispor'un Anadolu takımlarına karşı en önemli kozu olacaktır Makukula.

Galatasaray duran top organizasyonlarını bu sene çok gösterecek bizlere anlaşılan. Nitekim ilk golde duran toptan geldi. Sadece golde değil maç boyu kazanılan duran toplarda güzel taktikler denedi Galatasaray. Açıkcası içimde hep bir yaraydı bu konu ki Hagi'den bu yana bu konudaki etkisizliğini söylemeye gerek yok.
Bhut Jolokia
Jarque'yi Kaybettik!
Ara biraz uzun sürdü farkındayım ama işler yoluna girmeden bloga dönüp kesinti yapmak istemiyorum. Tam olarak 15 Ağustos'tan itibaren form tutmaya başlayacağım fakat dün gece gördüğüm bu haber beni derinden üzdü. Futbolcuların bu şekilde hayatını kaybetmesi çok acı bir durum. Ceza Sahasında şöyle belirttim dün gece.
Yeşil sahalardan bir futbolcu daha gitti bu kalp spazmı yüzünden. Adres yine İspanya. Espanyol'un kaptanı Dani Jarque antrenman sonrası ailesiyle telefonda konuşurken birden kalp spazmı geçirip yere yığılmış.Geç fark edildiği için genç kaptanı kurtarma şansı olamamış maalesef. Espanyol yasta! Durum galiba en iyi böyle özetlenebilir. Daha önceki örnekler hala gözümüzün önünde. Önce Foe ile kendini gösteren bu illet, ardından Manisaspor'dan Meduna'yı alıyordu aramızdan neredeyse. Fakat Sevilla'lı Puerta Meduna kadar şanslı değildi maalesef. Köln kaptanı Ümit Özat da aynı sebepten dolayı bıraktı futbolu. Bu örnekler gözümüzün önündeyken biz hala Ağustosun sıcağında maç yaptırmaya çalışıyoruz takımlarımıza. Federasyona göre su molaları bu konuda yeterli! Umarım vereceğimiz yeni örnekler olmaz ileride. Toprağın bol olsun Jarque...
Ara
Ne temmuzmuş ulan dedirtecek kadar yoğun geçiyor günler. Blogu güncelleme konusunda sıkıntı yaşıyorum, şu zamanlar bi süre yokum buralarda. Dönüşümüz güzel olacak umarım. Bu arada Hoş geldin be Keita!
Hüseyin Çimşir Bursaspor'da
Her transfer döneminde Hüseyin'i Avrupa kulüpleri isterdi malumunuz. Hüseyin en sonunda Trabzonspor'dan gönderildi ve biz Avrupa'dan bir takımla anlaşmasını beklerken bugün Bursaspor'la anlaştığını öğrendik. Ne diyelim hayırlısı olsun Hüseyin'e ve Bursaspor'a.
Fenerbahçe Barış Kupası'nda!?
Hatırladığınız gibi 24 Temmuz'da İspanya'da düzenlenecek olan Barış Kupası'na Beşiktaş'tan önce Fenerbahçe çağırılmıştı fakat Fenerbahçe'nin Avrupa Kupası maçları nedeniyle katılamayacağını bildirmesi üzerine kupaya Beşiktaş davet edilmişti. Beşiktaş kupaya katılmayı kabul etti ve Barış Kupası'nın resmi sitesine de her takımın olduğu gibi Beşiktaş'ın da tanıtımı konuldu. Fakat kupadaki takımları tanıtan videoda çok ilginç bir detay unutulmuş görünüyor. Yetkililer tanıtımda Fenerbahçe'nin görüntülerini çıkarmayı unutunca ortaya ilginç bir tablo çıkıyor doğal olarak. Beşiktaş'ın tanıtılacağı bölümde Fenerbahçe'nin görüntüleri karşımıza çıkıyor. Takımın yıldız oyuncusu olarak Guiza tanıtılırken, tribünlerdeki ''Tek Kimlik Fenerbahçe'' pankartı da dikkat çekiyor. Bakalım yetkililer turnuva başlamadan bu hatayı düzeltecekler mi. İşte o tanıtım videosu
Abdelkader Keita Transferi Üzerine
Blogdaki ilk yazımın Keita'nın transferi olacağı aklıma gelmezdi doğrusu. Galatasaray transferdeki sessizliğini bugün bozdu. Yine medyada hiç adı geçmeyen Keita'yı bir gece operasyonuyla bitirdi Galatasaray. Üstünel bu gizlilik işini iyi yapıyor gerçekten ve iş bitirici yönetici tanımına tam olarak uyuyor. Tekrar transfere gelirsek Kader Keita ile 3 yıllık anlaşma imzalanmış ve 7 milyon avroluk bir bonservis ücretinden bahsediliyor. Fakat yönetim resmi bir açıklama yapmadan birşey dememiz doğru olmaz. Bireysel yeteneklerinin üst düzeyde olduğunu biliyoruz Keita'nın. Bu özelliği ile Baros'a güzel pozisyonlar hazırlayabilir. Kewell , Arda ve Keita üçlüsü aynı anda oynarsa rakip savunmalar için büyük tehlike olduğu kadar Galatasaray için de bir tehlike olabilir. Bu oyunculardan verim alma işi Rijkaard'ın işi. Şimdi defansa yapılacak transferi bekliyoruz. Cuma'ya kadar 2 transfer kampa katılacak diyen Üstünel'in diğer operasyonu kim olacak bakalım.
Keita'nın gelişiyle Rijkaard'ın 4-3-3'ünün ileri üçlüsü Kewell-Baros-Keita şeklinde şekillenmiş olacak. Arda, Ayhan, Aydın, Mehmet Topal, Mustafa Sarp, -eğer sağlığına kavuşursa- Linderoth, sağ beke yapılacak bir transferle bölgesi orta sahaya kayacak Sabri ile birlikte oldukça geniş bir orta saha rotasyonu sağlanmış olacak. Burada da Arda-Topal-Ayhan üçlüsünü düşünebilir Rijkaard. Lincoln'ü bilerek saymadım zira yaptığı son hareketle biletini kendi kesti. Menajerinin Wolfsburg'la görüştüğü hakkında haberler var, umarım doğrudur.
Savunmada ise stoper ve sağ bek oynayabilen oyuncu alınabilirse o bölgedeki sorun da bitecektir. Uğur'un gelecek sezon oynayabilecek duruma geleceğini düşünürsek Uğur-Servet-Yabancı stoper-Hakan Balta şeklinde kurgulanabilir Galatasaray defansı. Gökhan'ın transferiyle de geçen sezon Meira'nın gitmesiyle yaşanan stopersizlik sorunu olmayacaktır. Galatasaray nokta atışlarla transfere devam ediyor. 1-2 transferle kadro ideal duruma gelebilir. Rikjaard sistemi erken oturtabilirse Galatasaray gelecek sezon iyi maçlar çıkartacaktır.
Duyuru
Yazılarıma cezasahasi.net adresinde devam edeceğim. Blog açık kalacak ve yazılarımı aynı zamanda burada da yayınlayacağım.Blogu izleyen, okuyan, yorum yapan herkese teşekkürler.
Antalyaspor'da Kriz
Antalyaspor Süper Lig'e yükseldiğinde teknik adamlığa Joseph Jarabinsky getirmişti fakat takımın 8 maçtan aldığı 2 puan Jarabinsky'nin sonunu erken getirdi. Bu gelişmelerin ardından gönderilen Jarabinsky'nin yerine teknik adamlığa Mehmet Özdilek getirildi. Ligimizde yeni teknik adamların çalışması açısından güzel gelişmeydi fakat bunun sürmesi için Özdilek'in başarılı olması gerekiyordu. Özdilek'le beraber alınan 38 puanla ligi 12. sırada bitirmeyi başardı Antalyaspor.
Antalyaspor sezon sonu da güzel hamleler yapmaya devam ediyor. Sağ beke Sivasspor'a giden Uğur yerine ligimizde rahatlıkla oynayabilecek kalitedeki Kerim Zengin'i ve kapanan takımlarda daha etkili oynayabilen Balili'nin transfer edilmesi, sözleşmeleri biten oyuncularla sözleşme yenilenmesi ve eldeki kadroyu korumaları hiç şüphesiz önemli gelişmeler .
Bu olumlu haberlerin yanında istenmeyen gelişmeler yaşanmış Antalyaspor'da. Mehmet Özdilek takımın kampında yok. Nedenini katıldığı bir radyo programında açıklamış ve oyuncuların paralarını alamadıklarını söylemiş. Burada söylediği cümleler ile Özdilek'in karakterinin nasıl olduğu çok daha iyi anlaşılabiliyor. ''Futbolcuların geçen sezondan kalan paralarının ödeneceği sözünü vermiştik ama bu sözümüzü yerine getiremedik. Paranın %50 si ödendi geri kalan %50 si ödenmedi. Verdiğimiz sözü tutamamanın sıkıntısını yaşıyorum şuanda. Böyle ortamda kampa gidip oyuncuların karşısına çıkmayı çok uygun bulmadım kendi adıma.'' diyebiliyor. Üstelik bu işte hiç bir sorumluluğu yokken. Futbolcular açısından oldukça zor bir durum. Umarım Antalyaspor yönetimi bu sorunu hemen çözer ve takımın kamp havası bozulmaz.
Vassel İstanbul'da
İnanmak güç ama bu transfer olacak gibi görünüyor. Vassel denildiği gibi İstanbul'a geldi. Oradan da Ankara'ya geçip son görüşmeler yapılacak ve muhtemelen transfer tamamlanacaktır. Anadolu kulüplerinin böyle cesaretli hamleler yapması sevindirici bir gelişme. Devamı da gelir umarım. Şimdi Ankaragücü taraftarının yapması gereken 19 Mayıs Stadı'nı doldurup takımlarını sonuna kadar desteklemek..Kolay değil artık Vassel'leri var.Coşkulu bir imza töreni yapılacaktır Vassel'e.Veron'da Bursa'ya gelrse gelecek sezon muhteşem bir lig bekliyor bizi..
Mevlüt PSG'de
Mevlüt geçen sezon Sochaux formasıyla attığı 11 golle dikkatleri üzerine çekmişti. Paris Saint Germain'in uzun süredir Mevlüt'le ilgilendiği biliniyordu zaten. Uzun süren pazarlıklar sonunda Mevlüt 10 milyon avro karşılığında PSG'nin oyuncusu oldu. Açıkcası Fransa'da kalmasına sevindim. Oyun stiline uyan lig olması ve Avrupa'da ki Türk oyuncuların sayısının azalması değil artması taraftarı olduğum için sevindim bu habere. Umarım yeni sezonda daha güzel performans gösterir Mevlüt.
Şampiyon Brezilya
Amerika yine rüya gibi giriş yaptı maça. Henüz 27. dakikada skor 2-0 olmuştu bile. Dempsey'in golü biraz şansla olsa da ikinci gol müthiş bir organizasyonla geldi. Özellikle Donovan'ın Ramires'i bir anda oyundan düşürmesi çok güzel bir hareketti. Brezilyalıların içini korku kaplasa da ilk yarının sonlarıan doğru saldırmaya başladılar fakat süre yetmedi. İlk yarı biterken Amerikalı futbolculardaki sevinç ve gururu yüzlerinden okuyabiliyorduk zaten. İkinci yarıda maç tek kale şeklinde oynandı. Fabiano kilidi çözdü ve Brezilya'nın bu maçı artık kazandığını düşündüm. Howard topu içerden çıkarsa da hakem göremedi ve maçın erken kopmasını önledi bir nevi. İkinci golde de Kaka'nın Spector'u ekarte edişi izlemeye değerdi. Pasına Robinho iyi vurdu fakat direkler izin vermese de Fabiano doğru yerdeydi. Lucio'da son anlarda Amerika'nın biletini kesti ve maç burda biter dedi adeta. Gol sevincini ağlayarak kutladı Lucio. Bu da Brezilya'lı futbolcuların maç içindeki gerginliğini gösteriyor aslında. Neticede hakeden takım kazandı.
Amerikalı oyuncular bu turnuvada kendilerini çok iyi gösterdiler ve transfer sezonunda isimleri geçecektir mutlaka. Onyewu için Fenerbahçe'nin adı geçiyor fakat Fulham'da devredeymiş. Fulham Amerikalı futbolcuların İngiltere elçiliği gibi olduğundan oraya gitmeside ihtimal dahilinde. Avrupada bir türlü dikiş tutturamayan Donovan için tekrar bir Avrupa macerası başlayabilir. Brezilya'da ise Santos'un adı Milan'la anılıyor. Malum Cissokho'nun transferi iptal olunca o bölgeye ilaç olabilir Santos. Sonuç olarak 2009 Konfederasyon Kupası bol gollü, süprizli ve zevkli bir turnuva olarak hatırlanacak..
Veron Bursa'ya Doğru
Trt spor haberlerinde Bursaspor'un Veron'la prensipte anlaştığını duyurdu. Bu haber ne kadar doğru bilemeyiz fakat Bursaspor'u uçurur, taraftarı heyecanlanırır, çıldırtır Veron transferi. Ayrıca Mustafa Sarp'ın bölgesine de Marsilya'dan M'bami transferi gündemde. Ntvspor'a göre Salı günü Bursa'ya gelip imza atması bekleniyormuş. Anlaşılan o ki Bursaspor büyük oynuyor bu sezon.
Edit: Bursaspor'un resmi sitesinden yalanlama geldi bu habere. Açıklama şöyle “Basında yer alan Sebastian Veron ile ilgili bir transfer çalışmamız olmadı. Bu haber gerçeği yansıtmamaktadır. Kamuoyunun bilgisine sunarız”..
Saviola Benfica'da
En son 2005 yılında şampiyonluk gören Benfica, 4 yıllık bekleyişin ardından Porto hanedanlığına son verme çalışmalarına devam ediyor. Her sene yaptığı flaş transferlere rağmen başarıyı yakalayamamaları da ilginç tabiki. Teknik adamlığa klübün içinden gelen Jorge Jesus'u getirdiler ve transferlere de devam ediyorlar. Cruzeiro'dan Ramires'i Konfederasyon Kupasından önce almayı başaran Benfica 5 milyon avro karşılığında Saviola'yı renklerine bağladı. 4+1 yıllık da sözleşme imzalamışlar. Kadrolarında Di Maria, Maximiliano Pereira, David Suazo gibi kaliteli oyuncular var Benfica'nın. Gelecek sezon Şampiyonlar Liginde gösterecekleri performans yeni teknik adamın da geleceğini belirleyecektir.
Keirrison ve Diğerleri
Barcelona transferdeki sessizliğini Keirrison'la bozacak gibi görünüyor. Coritiba'da 63 maçta attığı 43 golle dev kulüplerin dikkatini çekmeyi başardı Keirrison. Eğer Barcelona Keirrison'u almayı başarırsa büyük iş yapar. Henüz 21 yaşında ve Guardiola'nın ellerinde daha da parlayabilir.
Peki Brezilya böyle yetenekli oyuncuları nasıl çıkarıyor? Bu sorunun cevaplarından biri malum Allah vergisi yetenekleri. Diğeri ise halkın içinde bulunduğu kötü ekonomoik durum çünkü rahat bir yaşama giden yol futboldan geçiyor. Örneğin Ronaldinho. Babasını daha 8 yaşındayken kaybetmiş ve ailenin geçimi de Ronaldinho'nun abisinin futboldan kazandıklarıyla sağlanıyor. Daha sonra başarılı olan futbolcular geldikleri yeri unutmayarak ülkelerinde futbol okulları açıyorlar. Gazeteci Simon Clifford'un açıklaması dikkat çekici:''İngiltere'deki futbol akademilerinde gençler haftada dört saat eğitim görüyor. Bir de bunu 16 yaşındayken haftada en az yirmi saat antramana çıkan Ronaldinho ile karşılaştırın''. Yani sadece yetenek değil çok sıkı bir çalışmadan geçerek iyi yerlere gelebiliyorlar. Bir belgeselde izledim özetle aktarayım sizlere de.İşte bir Brezilya'lı çocuğun hikayesi:
Çocuk adım atmaya başladığı an tanışıyor futbol topuyla çünkü ailesi çocuklarının geleceğini futbolda görüyor. Ardından mahallede çıplak ayaklarla yapılan maçlar çocuğu bir adım daha ileri taşıyor futbolda. Eğer gerçekten yeteneği varsa kendini arkadaşlarının arasından 'ben burdayım' diye gösteriyor zaten. Daha sonra babası oğlunu, elinden tutup gönül verdiği takımın alt yapı seçmelerine götürüyor. Çocuk geleceğini bu seçmelerin belirleyeceğini biliyor çünkü tüm çevresi tarafından bu zaten hissettiriliyor ona. Seçmeler adeta futbol maçları gibi takip ediliyor. Her çocuğun ailesi orada ve çocuklarının seçilmesini istiyorlar. Seçmelere geldiğinde duyduğu heyecanla hatalarda yapıyor belki fakat altyapıdan sorumlu hocalar onu keşfedip alıyorlar takıma. Kazanamayanlar gözyaşlarıyla başka bir yerde denemeye gidiyor şansını. Kazanan yetenekli oyuncu altyapıdan öğrendikleriyle ve yüksek tempodaki antrenmanlardan sonra A takıma yükseliyor. Oynadığı maçlarda gösterdiği performans basına konu oluyor ve büyük klüplerin kurt scoutları tarafından listeye çoktan ekleniyor. Performansını devam ettirebilirse kasetleri Avrupaya gidiyor ve teklifler yağmaya başlıyor kulübüne. En sonunda kendisi ve kulübü için büyük miktarlar gözden çıkarılınca Avrupanın yolunu tutuyor genç futbolcu.
Neredeyse her ülkede Brezilya'lı futbolcu görebilirsiniz. İşte Brezilya, ekonomisini bu futbolcu ihracatlarıyla dengeliyor. Ülkenin milli geliri Türkiye'den düşük zira 191 milyon nüfuslu bir ülkede de bu gayet normal. Durumları ne kadar kötü olursa olsun futbol sevgisi hiç azalmayan bir ülke aynı zamanda. Bugün Kerrison gidiyor belki Barcelona'ya fakat aşağıdan yeni yetenekler gelmeye devam ediyor. Bu döngü şimdiye kadar olduğu gibi işlemeye devam edecektir. Yani Brezilya'da futbol yaşam biçimi olmaya daima devam edecek.
Ümit İmzayı Attı
Bidiğimiz gibi Ümit Karan'ın geçen sezonki performansı eleştiremeyeceğimiz kadar kötüydü. Geçen sezona dair sadece Benfica maçında attığı gol var hafızalarımızda. Ümit Karan olmaz denen gollerin adamıdır ve benim için hep özel golcüler arasında olmuştur. Eskişehirspor'da da uygun ortamı bulursa eski performansını gösterebilir.
Ümit'in kendini tekrar kanıtlamak için Almanya'dan gelen teklifleri geri çevirip Eskişehirspor'a imza attığını biliyoruz. Keza O'nun için iyi bir seçim olarak görüyorum. Eskişehirspor'un taraftar yapısı ortada, bu yüzden Ümit'e ayrı bir itici güç olacaklardır. Bu arada imza töreni Atatürk Stadı'nda yapılmış ve 5000 kişi gelmiş. Youla-Ümit ikilisi gelecek sezon nasıl performans gösterecek merak konusu oldu şimdiden.
Semih Kaya
Servet'in transferi sonuçlanmadı fakat takımdan gitmiş gözüyle bakıyoruz artık. Servet'siz dönemde kalan stoperler Semih, Gökhan Zan, Emre Güngör ve Emre Aşık. Hakan Balta'yı da sayarsak 5 stoper kaldı Galatasaray'da. Rijkaard Semih Kaya'ya güvenirse yeni bir stoper kazanabiliriz. Semih hakkında yapılan yorumlar kaliteli kumaşının olduğu yönde. Daha 1991 doğumlu olması ve sol ayağını iyi kullanabilmesi de ayrı bir avantaj.
Dün yapılan basına kapalı antrenmanda sakatlanmış Semih. Doktorlar Semih'in haftasonunu hastahanede geçireceğini söylemişler. Genç oyuncuların en büyük engeli olabiliyor bu sakatlıklar. Tam kendini göstermeye başlarken gelen sakatlık tüm sezonu etkileyebiliyor maalesef. Forma şansı her zaman gelmiyor böyle oyunculara. O yüzden umarım sakatlık yaşamadan sezonu bitirir Semih Kaya. Daha ondan çok şeyler bekliyoruz..
1927-
Seni unutmadık Derwall...Geldiğinde tohumlarını attığın takım Uefa Kupasını Süper Kupayı kaldırdı, Dünyanın en iyi takımı oldu bir zamanlar.. Fakat mirasını çabuk tükettik en sonunda dibe indik. Fakat inancımızı hiç kaybetmedik. Yine bir gün bıraktığımız zirveyi geri alacağız senin açtığın ufuk sayesinde..Sen bu millete yapabiliriz demeyi öğrettin.Seni unutmadık unutmayacağız Derwall...
Vuvuzela
Konfederasyon Kupası bitmek üzere fakat kupadan çok bu vuvuzela denen alet konuşuldu desek yanlış olmaz sanırım. İlk başlarda çok küfür etsemde sonraları alıştım bu alete. Hayır şaka yapmıyorum ciddiyim. Bunda görevlilerin taraftarı uyarması sonucu vuvuzelayı ota boka çalmamalarının etkisi olabilir. Ekşisözlükte vuzuzela hakkındaki yorumlardan beni kopartanları paylaşmak istiyorum burda. Önce şikayeti belirten entry geliyor:
''kamera onlari gosterince daha bir sevkle ufluyor o... cocuklari. timarhaneye cevirdiler stadlari 2 gundur. meksika dalgasi yaparken bile ses azalmiyor!''(helldoradotcom)
Ardından gelen bir çözüm önerisi...
''fifa, uefa, mandela buna bir çare bulmazsa seneye dünya kupası seyrettirmeyecek olan ses. buna bir önlem bulmazlarsa benim kendi çözümüm hazır.
tüm taraftarlara şu dakika itibari ile paket paket sigara dağıtılsın, yetmedi hepsine birer üçlü sarılsın ve polis zoruyla alayına içirilsin. bu sayede önümüzdeki seneye kadar bu arkadaşlar g.tlerinden nefes alacak duruma geleceklerinden bu vızılıtıyı da çıkartamayacaklar.
evet o kadar kafayı yedim bu sesten. lay lay lay saldır galatasaray melodisini arar oldum. allah belanızı versin emi.''(s7evin)
Doğru söze ne hacet!
Knowing
Tavsiye ederim güzel film Knowing. Şu sıralar bilim kurguya sardım.Film önerisi olan varsa yorumlarda belirtsin çok makbule geçer :)
İpek Şenoğlu 3. Turda
İyi bir tenis izleyicisi değilim; arada Federer, Nadal gibi ünlü teniscilerin maçlarını izlerim. En son Federer'in Fransa Açık finalini izledim :). İpek Şenoğlu da Wimbledon'da ki tek Türk ve 3. tura yükselmişler partneriyle. Galiba bu başarıya ulaşan başka teniscimiz yok. Tebrikler İpek umarım devamı gelir bu başarının.
G. Afrika: 0 Brezilya: 1
Maçın pozisyonu bu fotoğrafta işte. Alves girer girmez çaktı frikiği, takımını finale taşıdı. Brezilya dün geceden çok etkilenmiş ki maçta gole kadar top oynamadı. Mokoena ilk yarıdaki pozisyonu gol yapsa maç bambaşka hale dönüşebilirdi ama olmadı işte. Güney Afrika daha fazla koştu, mücadele etti belki ama galibiyet için yeterli olmuyor bunlar bazen. Takımda son pasları iyi kullanamama durumu var. Pas verilecek yerlerde anlamsız şutlar atıp bitirdiler pozisyonları. Amerika finalde bu Brezilya'yı zorlayabilecek mi bakalım.
Search
Archives
-
▼
2009
(113)
-
►
Ağustos
(12)
- Milli Takım Aday Kadrosu Açıklandı
- Tuncay Stoke City'de
- Kızıl'ın En İyi Müşterisi
- Panathinaikos-Galatasaray-Dinamo Bükreş-Sturm Graz
- Cm 2010 Hakkında
- Beşiktaş ve B Grubu
- Şampiyonlar Ligi Play Off | Gecenin Ardından
- Sol Campbell Notts County'de
- FM 2010 vs CM 2010
- Lescott City'de || Etti 124 Milyon £
- Galatasaray 4-1 Kayserispor
- Jarque'yi Kaybettik!
-
►
Ağustos
(12)
Blog Listem
-
Edin Dzeko, 4-4-2’de daha faydalı olacaktır - Arda Güler, yeryüzünde 6 bin 688 gün geçirmiş. Dzeko ise 13 bin 612 günlük. Yani Dzeko, Arda’nın iki katından büyük. Dünya futbol tarihinde nadir görülen b...1 yıl önce
-
Hiç Unutmadığım... - 17 sene önce bugün tek bir imzanın milyonlarca insanı bu kadar etkileyebileceğini tahmin edemezsiniz. O adam hakkında bir sürü yazı yazdım, hala okuyan ...11 yıl önce
-
-